Dini simgeler ve şifreler üzerine yoğunlaşmış Robert Langdon isimli bir profesörün başından geçen olayların anlatıldığı Melekler ve Şeytanlar (2000) – Da Vinci Şifresi (2003) – Kayıp Sembol (2009) – Cehennem (2013) isimli kitaplarla dünya genelinde büyük ilgi gören Dan Brown‘ın 2013 yılında çıkan Inferno (Cehennem) isimli romanından uyarlanan filmin Ekim 2016’da vizyona girmesi bekleniyor.
Ron Howard‘ın yönetmenliğini üstlendiği Dan Brown öncülüğünde David Koepp‘ın senaryosunu hazırladığı filmin başrollerini Tom Hanks, Felicity Jones, Ben Foster, Irrfan Khan üstlenecek. Filmle ilgili yayımlanmış bir fragman ya da sızdırılmış bir senaryo henüz yok. Ancak elimizde 2013 yılında yayımlanan kitabın arka kapak hikayesi var. Filmin çekimleri şu aralar devam ettiğinden, ara ara fotoğraf paylaşılıyor. Setten gelen bir kaç fotoğrafı aşağıya iliştiriyoruz. Hikayeden sonra fotoğraflar biraz olsun merakınızı bastırır diye umuyoruz 🙂 Bu arada yukarıdaki poster fan yapımıdır. Gerçek poster henüz gelmedi. Aldanmayınız 🙂
Inferno; “Harvard Üniversitesi Simgebilim Profesörü Robert Langdon başından vurulmuş bir halde hastane odasında gözlerini açar. Ne buraya nasıl geldiğini ne de nasıl vurulduğunu hatırlamaktadır. Camdan gördüğü manzara karşısında altüst olan profesör, evinden binlerce kilometre uzakta, Floransa’da olduğunu anlar. Yaşadığı korkunç baş ağrısına eşlik eden tek şey; sürekli kâbuslarında gördüğü kan kırmızısı bir nehrin karşısından kendisine seslenen gümüş saçlı güzel bir kadın ve toprağa baş aşağı gömülü can çekişen bedenlerdir. Langdon gördüğü kâbusları anlamlandırmaya çalışırken kadın bir suikastçı tarafından takip edildiğini, kendine tedavi uygulayan doktorlardan biri gözlerinin önünde vurulunca anlar. Hastanede görevli diğer doktorlardan biri olan Sienna Brooks’un o ölüm kalım anında yardım etmesiyle hayatta kalır. Simgebilim profesörü kendini bir anda ipuçlarını Dante’nin cehenneminde bularak çözmesi gereken korkunç bir senaryonun içinde bulur. Floransa’nın tarih kokan dar sokaklarından Venedik’in muazzam bazilikalarına uzanan semboller zinciri Langdon’ı insanlık tarihini sonsuza dek değiştirebilecek bir mekâna sürükler. Burası üç imparatorluğun merkezi olmuş, insanlık tarihi kadar eski, dünyanın incisi İstanbul’dur. Ve bu şehirde ya insanlık tarihi baştan sona yeniden yazılacak ya da bunu yazacak hiç kimse kalmayacaktır…“
Küçük bir ek bilgi; Özette okuduğunuz üzere İstanbul, Inferno‘nun hikayesinde kilit bir noktada yer alıyor. Geçtiğimiz yılın nisan ayında başlayan filmin çekimleri sırasında İstanbul’daki Yerebatan Sarnıcı 4 gün boyunca kapalı kalmış ve filmin İstanbul çekimleri tamamlanmıştı.